Insülin Direnci Neden Önemli?
- Ebru Ceyhan Örnek
- 11 Haz 2023
- 3 dakikada okunur

İnsülin direnci, vücut hücrelerinin insüline normal yanıt veremediği bir durumdur. İnsülin, pankreas tarafından salgılanan bir hormondur ve kan şekerinin hücrelere alınmasını sağlar. İnsülin direnci durumunda, hücreler insüline karşı duyarsız hale gelir ve kandaki şekerin hücrelere geçmesi zorlaşır.
İnsülin dalgalanması nedir?
İnsülin dalgalanması, normalde vücutta meydana gelen insülin seviyesindeki değişimleri ifade eder. İnsülin dalgalanmaları, normal bir fizyolojik yanıt olarak kabul edilebilir. Ancak bazı durumlarda, insülin düzeylerindeki aşırı dalgalanmalar veya dengesizlikler sağlık sorunlarına yol açabilir. İyi bir beslenme planı, düzenli egzersiz, stres yönetimi ve uyku düzeninin sağlanması, insülin seviyelerini dengede tutmaya yardımcı olabilir.
Hangi faktörler insülin direncini etkiler?
Araştırmalara göre fazla kilolu olmak, vücutta artan yağ dokusu insülin etkinliğini azaltabilir. Yoğunlaşan yağ dokular; yüksek tansiyon, dengesiz kolesterol ve kardiyovasküler hastalık gibi sağlık sorunlarına neden olan hormonları üretir.
Sedanter yaşam tarzı, fiziksel aktivitenin azlığı kasların enerji tüketimini azaltır ve insülin direncini artırabilir. Düzenli egzersiz yapmamak, insülinin hücrelere doğru şekilde çalışmasını zorlaştırabilir.
Hormonal bozukluk olan polikistik over sendromu insülin direnciyle ilişkili olabilir.
Ailede insülin direnci veya diyabet öyküsü bulunan kişiler, insülin direnci geliştirme riski altındadır. Belirli genetik varyasyonlar, insülin direnci üzerinde etkili olabilir.
Tip 2 diyabet hastalığı olan kişilerde yüksek kan şekeri seviyeleri, yüksek insülin seviyelerini de etkiler.
Yüksek miktarda rafine şeker, işlenmiş gıdalar, doymuş yağlar ve trans yağlar içeren bir diyet, insülin direnci gelişimine katkıda bulunabilir. Ayrıca, düşük lifli ve yetersiz beslenme alışkanlıkları da riski artırabilir.
İnsülin direnci belirtileri nelerdir?
Hücrelerin glikozu etkili bir şekilde kullanamaması nedeniyle kan şekerinin yükselmesine yol açabilir. Bu durumda açlık hissi, sürekli susama, sık idrara çıkma, yorgunluk ve enerji düşüklüğü gibi belirtiler görülebilir.
Kilo alımını ve kilo verme çabalarının zorlaşmasını tetikleyebilir. Özellikle karın bölgesinde biriken yağlar insülin direnci ile ilişkilidir.
Vücudun enerjiyi doğru şekilde kullanamaması nedeniyle açlık hissi ve sürekli yeme istekleriyle sonuçlanabilir. Özellikle karbonhidratlı ve şekerli yiyeceklere olan arzular artabilir.
Yüksek tansiyon riskini artırabilir. Yüksek kan basıncı, kalp sağlığı ve genel sağlık üzerinde olumsuz etkileri olan bir durumdur.
Kolesterol ve trigliserit seviyelerinde artışa yol açabilir. Bu durum, kalp hastalığı riskini artırabilir.
Insülin direnci olan kişilerde bazen boyun, koltuk altı veya kasık gibi bölgelerde koyu renkli, kalınlaşmış cilt lezyonları olan Acanthosis nigricans adı verilen bir durum görülebilir.
Bunların yanısıra ; adet düzensizliği, soğuk terleme, vücut direncinde azalma, baygınlık hissi, deride yumuşama, el-ayak titremesi de şikayetler arasında yer alır.
İnsülin direnci belirlemede kullanılan testler
Açlık Glukoz Testi: Bu test, aç karnına kan şekeri seviyesini ölçer. Normalde, açlık kan şekeri seviyesi 100 mg/dL'nin altında olmalıdır. İnsülin direnci olan kişilerde açlık kan şekeri genellikle yüksek olabilir.
Oral Glukoz Tolerans Testi (OGTT): Bu test, açlık kan şekeri ölçümünden sonra bir glukoz çözeltisi içilerek yapılır. Ardından belirli zaman aralıklarında kan şekeri seviyeleri ölçülür. Bu test, insülin direnci ve diyabetin teşhisinde daha ayrıntılı bilgi sağlar.
İnsülin Seviyesi Ölçümü: İnsülin direncini değerlendirmek için açlık insülin seviyelerinin ölçülmesi yapılabilir. Yüksek açlık insülin seviyeleri, insülin direnci ile ilişkili olabilir.
HOMA-IR (Homeostasis Model Assessment of Insulin Resistance): Bu hesaplama, açlık kan şekeri ve açlık insülin seviyeleri temel alınarak insülin direncini tahmin etmek için kullanılır. HOMA-IR değeri ne kadar yüksekse, insülin direnci o kadar yüksek olabilir.
Beslenme ve Egzersizin önemi
Beslenme ve egzersiz, insülin direncinin yönetilmesinde ve tedavisinde önemli rol oynar. Sağlıklı bir diyet, düzenli fiziksel aktivite ve ideal kiloya ulaşma/uygulama, insülin direncini yönetmede temel adımlardır. Ancak, her bireyin ihtiyaçları farklı olduğu için bir uzmana danışmak ve kişiye özgü bir beslenme ve egzersiz planı oluşturmak önemlidir.
İnsülin direnci olan kişilerde karbonhidratların seçimi ve miktarı önemlidir. Rafine karbonhidratlar yerine, lifli karbonhidratlar (tam tahıllar, sebzeler, meyveler) tercih edilmelidir. Rafine şeker ve şekerli içeceklerin tüketimi sınırlandırılmalı veya mümkünse tamamen kaçınılmalıdır. Doymuş yağların ve trans yağların tüketimi azaltılmalıdır. Dengeli bir protein kaynağından yeterli miktarda protein almak, insülin direncini yönetmede faydalı olabilir.
Kardiyovasküler egzersizler insülin duyarlılığını artırır ve kan şekerinin düzenlenmesine yardımcı olur. Direnç egzersizleri kas kütlesini artırır ve insülin direncinin azalmasında yardımcı rol oynar. Daha fazla hareket etmek, oturarak geçirilen süreyi azaltmak ve aktif bir yaşam tarzı benimsemek insülin direncini iyileştirebilir.
İnsülin direnci tedavi edilmez ve yönetilemezse;
Kan şekeri seviyeleri kontrol edilemez hale gelir ve tip 2 diyabet gelişir.
Kalp krizi geçirme riski bulunur.
Karaciğerde yağ birikmesine ve yağlı karaciğer hastalığına yol açabilir.
Alzheimer olma riskini artırır.
Görme problemleri yaşanabilir.
Kanser hastalığı riski artar.
İnsülin direncinin erken teşhis edilmesi ve uygun tedavi ve yaşam tarzı değişikliklerinin yapılması, ilerlemesini önlemeye ve komplikasyonları azaltmaya yardımcı olabilir. Bu nedenle, insülin direnci belirtileri gösteren kişilerin bir sağlık uzmanına danışmaları önemlidir.
Comentários